2 Nisan 2008 Çarşamba

Kurdelemin uçları

Ankara'dan İstanbul'a geldiğimde en çok geceleri sokakta yürümekten korkmaya başlamak koymuştu bana. Şimdi düşünüyorum da, belki ben yaşlandım belki her yer tehlikeli olmaya başladı belki hepsi birden.

Gece güzeldir. Sabaha karşı ıssız sokaklarda tek başına yürümek bazen insana başka bir gezegene ışınlanmış gibi bir yaşanmışlık kazandırabilir. Kadınların da gecenin güzelliğine tek başlarına, korkmadan karışabileceği bir yerde yaşamak istiyorum.

Aşağıdaki şiir böyle bir yürüyüşten bana kalandır. Ve bu şiirin yazılış tarihi belli: 1998

Biliyorum çünkü yayınlanan ilk şiirim buydu. Bir de en çok yayınlanan şiirim sanırım.


Kurdele Türküsü

Çok iyi bir sarhoştum. Kedilere tekme atmadım.
Bir çizgide dümdüz gittim. Sokakta yalpalamadım.

Güzel bir sarhoştum. Kimse dönüp bakmadı.

Çok uyumlu bir sarhoştum. Bileğime jilet atmadım.
Yürüdüm uslu uslu. Uyaktı adımlarım: Tik-Tak! Tik-Tak!

Şiir gibi sarhoştum. Kimse tutup okumadı.

Çok müşfik bir sarhoştum. Yol verdim yaşlı kızlara.
Birine sarıldım. Teşekkür beklemedim.

Çok sıcak bir sarhoştum. Kimse sokulup ısınmadı.

Çok seviyeli bir sarhoştum. Kaşlarımı hiç kaldırmadım.
Dil çıkarmadım kafa sallayanlara. Parmağımı bile kımıldatmadım.

Küfür gibi sarhoştum. Kimse üstüne alınmadı.

Çok sevimli bir sarhoştum. Yürüdüm tıpış tıpış.
Küçük kızlar gibiydim. Kurdelem bile tamam.

Cebinde elma şekeri taşıyan amcalar bana kıyamadı.

Sıkı sarhoştum. Şehir aldandı.

Arkabahçe- 1998 Yaz
Varlık- Mart 2000
Kuzey Yıldızı- Şubat-Mart 2002

10 yorum:

şule dedi ki...

ben de bu aralar "bu haftasonu icip, soyle sarhos olsam, yanimda da benim sarhosluguma denk bir dost olsa, biraz aglasak, biraz gulsek" diye ic gecirirken siirin geldi uzerine. evet evet, ben "siir gibi sarhos olmak" istiyorum...
...
bir daha okudum siirini...sarapla olmasa da siirinle az biraz sarhos oldum sanırım :)

Arzu Çur dedi ki...

Şulecim, bu senin için öyleyse:

"Her zaman sarhoş olmalı. Her şey bunda: Tek sorun bu. Omuzlarınızı ezen, sizi toprağa doğru çeken Zaman’ın korkunç ağırlığını duymamak için, durmamacasına sarhoş olmalısınız.

Ama neyle? Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.

Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhoşluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, “saat kaç” deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: “Sarhoş olma saatidir.

Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.”

Baudelaire

Ve dostum, hani ne zaman istersen... Hangi haftasınu istersen;)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ben ağlamalara değil de kahkahalara katılsam, yanınızda otursam, sizi dinlesem...
Olabülüp mü?
:))

Arzu Çur dedi ki...

ekmekçikız; olabilüpmez, hayır. Ne ka "ekmek" o ka köfte sonuçta.

Ağlamayana gülmek de yok, öyle de ağlıycan, böyle de ağlıycan:)

şule dedi ki...

arzumcum canim, damardan girmissin valla. cok guzelmis, iyi geldi.

bi de dostum demissin, hangi haftasonu istersen demissin ya...gulumseyerek dolasiyorum ortada :)

Arzu Çur dedi ki...

Şule, hadi bakalım o zaman... En kısa zamanda organize işler bunlar diyelim.

ece dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Arzu Çur dedi ki...

Ben de seni seviyorum Ece'm böceem teyyarem:) Ben de tam "ne eklesem bugün?" diye düşünüyordum buraya. Peki, yine bi şiir ekleyeyim.

Adsız dedi ki...

merhaba

sayfanız icin sizi tebrik ederim.

başarılar dilerim.
by rain

Arzu Çur dedi ki...

Merhaba by rain,

Çok teşekkür ederim.