26 Mayıs 2008 Pazartesi

Çocuk

Gidemeyeceğin ülkeye izini taşı
Kanadında üçyüz liralık karanfil
Bir paket samsun sigarası.

Sevilmeyeceğin aşkın içine kalbini taşı
Soluğunda bir zar atımı: Düşeş
İki parende üç salto. Veresiye yazarsın.

Cam gözlere kalbini sokuştur
Soğuklarda burnun kızarsın
Güneşe gidemeyeceksin nasıl olsa
Bırak ılık şarkılara sesin kazınsın.

Caydım diyorsun sebep yok bu dönüşlere
Giden kim oysa kalan neden kalıyor?
“Her gidiş bir erken gidiş”se
Tırnaklarını ek saksıya, toprağa kök salsın.

Aklına gül sokuştur çocuk
Gözlerin sırtında kalsın
Aklın mahvın olsa bile
Kıyameti gören yalnız sen varsın.

Sapkınlara ekmek ver, delilerle su iç
Ateşte ıslanan yalnız sen varsın.
Şarabı kireçten al, esrarı kansere sun
Kalbine yaslanan bi sen varsın.

Toprağın böğrü senin asıl yurdun
Ölümlü habere ağlamayan sen varsın
Dayanmak zor geldiğinde
Davanı kendin aç cezalandır kendini.
Hesabını ölüme ver bırak “üstü kalsın”

Altı batsın. Altı batsın.

Karalama Seçkisi- Ocak 2004

4 yorum:

şule dedi ki...

hoşgeldin arzu. gözümüz yollarda kalmıştı :)

elektra dedi ki...

tatilden dönmüş bir abla olmana karşın sıkıntılı gördüm şiiri???
işe adapte olamama sanırsam.
özledim.kaç gel...
öptüm öptüm öptüm...

Arzu Çur dedi ki...

Hoşbulduk Şule, hoşgeldinin içimi nasıl ısıtttı, bilsen:)

Sağol, sağol.

Arzu Çur dedi ki...

Güzel kardeşim:)

İnsan evinden ayrılıp da bi yere gidince ve geri dönünce böyle havai fişekli kutlamalar, öpücükler, hoşgeldinler, nasıl özledikler falan arıyor. İnsan deyip de genellemeyeyim hadi, ben arıyorum işte. E, hani nerde? Onun yerine sıcak ve tozlu bir ev, sonra yalnızlık. Ertesi gün de birikmiş işler.

Haklısın, bunaldım. Bi daha tatile gidersem de iki olsun. İşte de yazıyorum buraya.

:)