13 Mayıs 2008 Salı

Kesik Diller Antolojisi

Neyime hatırlayacakmışsınız siz beni?
Neye benziyor hayat: Üç adımlık pazar yeri
Ne çok şair geçti o canım iki kapılıdan da
Hiçbiri "Ölümsüzüm dilinizce" diyemedi.

Şiire küsülür elbet ölüm varsa ucunda
Bülbülün bile sesi kesilir gülü pavyonda bulunca
Ne olacak ki hem, ölü dillerle dolu tarih denen mezarlık
Sümerce çekilen acılara kapalı değil mi kulaklarımız artık?

Bu topraklarda şairlik reklamla sakatlanmıştır, nakdidir
Dilimiz ki cenazesi gecikmiş bir cağın mumyalanmama akdidir
Ortalıkta dolanan dizeler ölü, şairler cesetken
Şiire simdi yapışma değil, bırakma vaktidir

Ah kaldıralım öyleyse şiiri gelin tellerimizi kaldırdığımız sandığa
Sallanan ayaklarına dizeler takıp, bağcıklarını bağlayıp suskunlukla
Asalım umutlarımızı da astığımız kesik çamlara
Ki saat şiirin beslenme değil, şairin kekeleme saatidir

2003-Kuzey Yıldızı

2 yorum:

şule dedi ki...

yine cok guzel yazmissin ama siirsiz de olmaz ki be arzu.
hani otursak her bir dortlukle ilgili baya bir konusurmusuz gibi geliyor. sair "olumsuzum dilinizce" demek icin mi yazar, sumerce cekilen acilara artik kapali olmasi kulaklarimizin, o acilari, o acilari dile getiren insanlari degersiz mi kilar gibi sorularla seni kahredebilirim mesela :)

tam da sabah, gelecek hafta yapacagim "cok amacli karar verme" sinav kagidinin altina kemal burkay'dan bir siir ilistirmisken asil simdi siire tutunma vaktidir desem ben...

sirf bu yazdigin siir bile siiri birakmamiz gerektiginin bir gostergesi bu arada, oyle guzel :)

Arzu Çur dedi ki...

Şiir nedir, ne değildir, yazılan herşeye şiir diyebilir miyiz?

Sonra şair kimdir? "Hayatı da şiire dahil"se mesela... O bencillikleri, tanrı katı megolamanileri falan filan da dahil ettiğimizde yazdığına, hala şiiri güzel midir?

Bu konuda tartışmaları bırak yumruklaşmalar bile duydum ben Şulecim. Ben edebiyatçı falan demiyorum kendime bu yüzden. Hele şair, asla. "Eskiden yazardım bişeyler" deyip geçiyorum. Tartışmalara ise (maazallah) hayatta katılmıyorum. Yapıcı olmuyor çünkü.

Şiire lafım yok benim, olabilir mi hiç? Ama tıkandığı bir yer var bugün geldiği noktada. Kimse kimsenin şiirini kendi şiirini severek okuduğu kadar severek okuyamıyor örneğin. İçe kapanık bir şiir bugünkü, insanlara bişey anlatmak yerine kendi kendini mırıldanan. Okuyan da anlayamıyor ki haliyle, okuduğunu sevsin.

Bu konuda derim işte: "Aaa, o eski günler"

:)