Yazarın notu: Aşağıdaki sözlük maddeleri, Yıldız Gözcüsü Osagai Nagoteri Samsa'nın Tehirreya'nın çocuk hükümdarı Pikke Ban'Na'nın yurt özlemini gidermek amacıyla hadigidelimle yaptığı uçuşlar sırasında kaydedilmiştir.
Tlimp-trenna: Kazimagiller familyasından bir çeşit çekirdek ağacı ve onun meyvelerine verilen isim. Havada yetişmesi ve beğenmediği yerden sürüler halinde göç etmesi başlıca özelliğidir. Meyvelerinin hazımsızlığa iyi geldiği bilinir. Ayrıca çekirdeklerini yiyen insanlara zamanı durdurma yeteneği verir. Hazımsızlık ve zamanın ilişkisini bu ağaç sayesinde kuran Kadimnu ünlü görmezlik ilkesini ortaya atmıştır. Bu ağaca ilişkin Ntade’nin göçebe halkları arasında anlatılan bir de öykü vardır. Buna göre, Çoban Mo ile sevgilisi Haira iki yıl boyunca bu ağacın çekirdeklerinden yemiş, ilk görüşte aşkın anısını belleklerine kazımak için. Meyveleri yakalamak pek kolay olmasa da Trissika’lı
[1] çocuklar, çekirdekler kanatlanana dek ağacın altında zıplar. Uçan çekirdeklerinin dışı pembe, içi siyah olup, kanatlar saydamdır. Adez şehrinin bu çekirdek ve genç kız saçlarından yapılmış ışıltılı dokumaları pek meşhurdur.
Kazimagiller: Kökeni ulu dağlara ait olan ve oradan bütün Trissika’ya yayılan göçebe bitki ailesi. Üç üyesi vardır: Kazima, tlimp-trenna ve hayra.
[2]Kadimnu: Trissika’lı fizikçi ve kâşif. Elli yıl boyunca tlimp-trenna üzerinde yaptığı incelemeler sonucunda “Görmezlik İlkesi”ni ortaya atmıştır.
Görmezlik ilkesi: Ünlü olmasının nedeni en uzun zamanla en büyük hazımsızlığın ilişkisini kurarak en az işe yarar kuram oluşudur. Bu işe yaramazlık ilkesi Glendator’ların temel düsturu olmuş ve bunun şiar edilerek uygulandığı bir devrimle Glendator İşeyaramaz Devleti kurulmuştur.
Ntade: Trissika’da Kuzeybatı sıradağları ile Deniyalan çölü arasındadır. Göçebe halkları barındıran bu bölge hala tam olarak keşfedilmemiştir.
Ntade’de pek çok topluluk yaşar. Birbirleriyle karşılaştıklarında hepsi birden Ntade’yi terk etme eğilimi gösterirler. Bunun sebebi öykü anlatarak yaşam yaratma yeteneğine sahip oluşlarıdır. Yeteneklerinin diğer halklar tarafından bilinmesi ve sık sık bu yönde talepler gelmesi nedeniyle yaşadıkları yeri ellerinden geldiğince gizli tutarlar. Bu anlaşılabilir bir durumdur. Aksi takdirde yeteneklerinden ötürü hem şanslı hem de şanssız olan bu insanlar, başka hiçbir işle uğraşamayıp kendilerine gelen ve hayatlarını değiştirmek isteyen ziyaretçilerden başka hiçbir şeyle uğraşamaz olurlardı. Çocuk isteyen kadınlar, zengin olmak isteyen köylüler, köylü olmak isteyen bey oğulları, kendilerini de alacak kadar büyük ve yeni bir gezegen isteyen yaratılmamış ruhlar Ntade’li halkların peşine düşer. Ntadeli’ler ise ancak Tlimp-trenna hasadının kötü gittiği yıllarda bu yeteneklerinden yararlanmak için şehirlere gidip iş arar.
Adez: Trissika’nın en önemli şehirlerinden olan Adez, üç tarafı denizler, beş tarafı hayaller, sekiz yönü duvarlarla çevrili bir yarımada üzerinde kuruludur. Trissika tarihinin en şaşırtıcı uygarlığına başkentlik etmiş olup üzerinden Kimler gelmiş, Kimler geçmiştir. Kim uygarlığının yükseliş döneminde yarımadada, bugün hala sürdürdüğü üne kavuşmasında büyük rol oynayan domita üretilmeye başlanmıştır. Bu ışıltılı kumaş Adez’in en önemli geçim kaynağıdır. Adez domitasının dışındaki başlıca geçim kaynakları, tarım, balıkçılık, dar ölçekli madenciliktir.
Adez domitası: Trissika’nın Adez şehrinde üretilen kumaş. Adez ekonomisi büyük ölçüde bu kumaş üzerine kuruludur. Tlimp-trenna çekirdekleri kanatlandıkları sırada toplanarak genç kızların saçı ile birlikte dokunur. Dokuma işleminden sonra ışıksız bir ortamda bir-iki ay bekletilen domita ışığa çıkarıldığında ona ününü kazandıran ışıltısına kavuşur. Günün farklı zamanlarında yedi rengi ayrı ayrı yansıtması bu kumaşın her yerde aranır olmasını sağlamıştır. Adez’i kumaş yapımında olmazsa olmaz bir unsur olan saçları nedeniyle genç kızlar yönetir.
Kimler: Trissika’dan gelmiş ve geçmişlerdir. Bu durum herhangi bir uygarlığa gelip yerleşen ve daha sonra oradan gitmeyerek başa bela olan kavimlere örnek olması amacıyla söylenen “Kimler geldi kimler geçti” deyimine kaynak oluşturur. Buna karşılık göçmen kavimler de yeni yerlere gidebilmek için isimlerini değiştirerek isimlerinden deyim türetme yoluna gitmişlerdir. Bunlardan en ilginci “İşteyine”lerdir. Göçmen İşteyine’ler gittikleri her yeni ülkeye girerken “İşteyine geldik” der.
Buyyüm balığı: Havada uçar, yeşildir, yenir. Haşlanarak preslendiği takdirde sargı bezi olarak ameliyatlarda işe yarayabilir. Ancak bu şekilde kullanmaktan vazgeçip eğitmeyi denerseniz, güzel konuşma yeteneğine sahip bu balıkları hastaeğlendirici olarak da kullanabilirsiniz. Son dönemlerde evlerde beslenmesi moda olan buyyüm balığı için özel yapılmış akva-kafesler eğitim sürecinde büyük kolaylık sağlamaktadır. Bir akva-kafeste bulunması gerekenler çok basit iki gereçten ibarettir.
a) Merdiven: Balığın neyi yapmaması gerektiğini anlamasına yardımcı olacak işlevsizliğe sahiptir. b) Kum: Buyyüm balığı tuvaletini havada yaptığı için kuma denk getirmesini öğrenmesinin bir yararı elbette yoktur. Kum sadece sizin kendinizi sorumluluk sahibi bir eğitici olarak görmeniz için gereklidir.
Glendator İşeyaramaz Devleti: Geçmişte uzun bir diktatörlük ve derebeylik rejimi ile yönetilmiş olan Labemnsat
[3] en çok çalışanın en çok işe yarar bulunduğu ve toplumsal zenginlikten çalışma ölçüsünde pay alındığı bir toplumdu. Bir gün bir akıllı çıkıp çalışmanın insan ömrünü tüketmekten ibaret bir kandırmaca olduğunu söylediğinde halkı ona deli gözüyle baktı. (Siz de bakmak isterseniz bkz. Shoryou)
Shoryou: Glendator komutan. D.Ö (Devletten Önce) 70 yılında, bir asilzadenin oğlu olmasına karşın köle isyanını başlattı. 69’da birliklerine o zamanki başkent Hamenu’yu ele geçirmek için sürünme emri verdi. Kendisi de bulunduğu yere yatarak zafer gününü beklemeye başladı.
[4]Labemnsatlılar tamhisa sürüleriyle yüzyıllardır yakın ilişkide bulunuyorlardı. Ekonomileri de büyük ölçüde bu hayvanlara bağlıydı. Shoryou’nun doğumundan itibaren tüm yaşamında bu yakın ilişkinin izleri görülmektedir. Shoryou 11 aylık olduğu halde doğmaya hiç de niyetlenmemiştir. Annesinin durumdan iyice rahatsız olmaya başlaması üzerine ameliyatla alınan Shoryou, doğum anında tüm gücünü kullanarak anne karnından çıkmamaya çalışmıştı. Bebeği dışarı aldıklarında 11 kilo olduğunu, saçlarının ve dişlerinin çıkmaya başladığını hayretle gördüler. Süt içmek için hiçbir harekette bulunmaması üzerine serumla beslenen bebek hızla büyümeye devam etti. Hayatı boyunca hiç hareket etmediğinden ağırlığı 20 yaşındayken 255 kiloya ulaşmıştı. Babasının bir tamhisa tarafından çiğnenerek öldürülmesi üzerine geleneklere uygun olarak saçları üç şerit halinde kazınıp bey asası eline verildiğinde de kımıldamamaya devam ediyordu. Ancak ona artık yerinden doğrulması ve bölgenin yönetimini üstlenmesi söylendiğinde hayatının en büyük kararını almak zorunda kaldı. Yönetmek, yönetilmek, hareket gerektirecek herhangi bir iş yapmak istemiyordu. İlk kez ayaklarının üstünde doğrularak etrafına toplanmış kölelere şöyle dedi: “İşi bırakın! Kaybedeceğiniz yalnızca ücretiniz, buna bağlı olarak uçan evleriniz, her istediğinizi yapmaya hazır eşleriniz, yılda iki kez çıktığınız tatiller, çocuklarınızın geleceği ve banka hesaplarınız olacaktır. Bunun karşılığında sonsuza dek hareket etmeme hakkına kavuşacaksınız” Bunları söyler söylemez yere yığıldı ve ancak yirmi yıl sonra devlet başkanlığı sarayına gitmesi gerekirken ayağa kalktı. Neyse ki saray yattığı yerin hemen dibinde inşa edilmişti. O sıralarda tahmini ağırlığının 650 kilo civarında olduğu söylenmektedir.
[1] “Trissika” sözcüğünün tam olarak nereyi işaret ettiğini anlayamadım. “Trissika nerede?” diye sorduğumda bana “Trissika’da” dediler. “Burası da Trissika mı, siz Trissika’lı mısınız?” diye sorduğumda ise, tıpkı gezegenin adını sorduğumda olduğu gibi anlamaz bakışlarla karşılaştım. Bu sorunun yanıtını da, Adez’de öğrenebileceğimi umuyorum.
[2] Biz’lerin, kazimagillerin diğer iki üyesi olan kazima ve hayra hakkında anlattıkları en az tlimp-trennalarınki kadar ilginçti. Ancak herkes farklı bir öykü anlattığı için bu bilgileri raporuma şimdilik eklemiyorum. Bu iki bitki türü hakkında bana verilen bilgileri Adez’de pekiştirerek ikinci raporuma ekleyeceğim.
[3] Anlayabildiğim kadarıyla Labemnsat’a ait bilgiler Glendator’lar tarafından tahrifata uğramış. Bizler’in Labemnsat hakkında bilgisi isminden ibaret.
[4] Devrimin başlangıç tarihi konusunda tarihçiler tartışma içindedirler. Skurrat’ın başını çektiği tarih okulu devrimin başlangıcını devletin kurulmasıyla ele alır, Tridan okulu ise bu başlangıcı Shoryou’nun doğumuna kadar uzatmaktadır. Buna dayanak olarak doğumdaki olağanüstülüğü göstermektedirler.